Yahudi tarihinde iki sürgün vardır. İlki, MÖ 587’de Babil İmparatoru Nabukadnezar Kudüs’ü ele geçirmesidir. 100 Binden fazla yahudi’yi öldürdü. Bir O kadarını da Babil’e esir olarak götürdü. Toplumu kontrol eden hahamlar yahudilerin yok olmasını önlemek için Mesih yalanını uydurdular ve halkın kimliklerini kaybetmemeleri için uğraştılar. Hahamlar Davud peygamberin soyundan gelecek olan Mesihin onları kurtaracağını söylediler. MÖ 537 tarihi geldiğinde Pers orduları Babil’i ele geçirdiler ve yahudileri özgür bıraktılar. (İsrail ile İran arasındaki düşmanlığa bakın).
Kudüs’e dönen yahudiler Roma egemenliğine girene kadar Kudüs ve Filistin’de rahat yaşadılar. MS. 70’de Yahudi isyanına kızan Roma İmparatoru Titus onları sürdü. Filistin topraklarında çok az yahudi bıraktı. Büyük bir nüfus Roma ve onun emri altıındaki topraklara dağıttı. O zaman Tevrat’taki kehanet ortaya çıktı. Bir gün geri dönüp İsrail Devletini kurma projesini gerçekleştirmek için çalıştılar.
AMERİKA TEVRAT’TAKİ KEHANETİ BULDU
1814 Yılında New York’ta yaşayan Presbiteryen Kilisesi Papazı John Mac Donald Tevrat’ı incelerken, Yeşaya peygamberin kehanetlerini buldu. Bir gün Yeşaya 18’i incelerken, “Kanatlarının altına alan Etiyopya’nın ötesinde olan bir ülke ve deniz ötesinden elçiler atayan devletin mücadeleye çağrıldığını okudu. Bu kehanet Amerika’yı anlatıyordu, çünkü deniz ötesinden elçiler atayan ülke Amerika oluyordu.
Kehanet şöyle devam ediyordu: "Gidin, tez gidin elçiler darmadağın olmuş bir ulusa ta en başından beri ıstırap çeken halka nehirlerin topraklarını çürüttüğü cezalandırılmış ve ayaklar altına alınmış bir ülkeye gidin. O zaman orduların efendisine hediye götürülmüş olacak. Orduların Efendisinin ismini taşıyan yere Sion Dağı’na"
Mac Donald Yeşaya 18’deki kehanetin ABD’nin, Sion Dağı üzerinde Yahudi Krallığı’nın kurulmasına yardımcı olmak üzere elçiler gönderilmesinin açık çağrı olduğunu anlatmaya başladı.
Amerika’nın kurucu babaları yahudileri ülkenin dost ve müttefiki olarak kabul ettiler. ABD’nin kuruluşu ile Kenan ilindeki topraklar arasında bağ kurdular ve İsrail Devleti’nin kurulması için gelen her ABD Başkanı ilgi gösterdi. Mac Donald, İsrail Topraklarında kurulacak bir İsrail’i söylüyordu.
New York’ta yaşayan Mordecai Manuel Noah 17 Nisan 1814’te Shearith Sinagogu'nda vaiz kürsüsüne çıktı. Ve yaptığı konuşma bugün bile geçerliliğini koruyordu. Şunları söyledi:
“Yahudiler muzaffer yığınlar halinde yürüyecek ve Suriye’de bir kez daha kendilerinin efendisi olup dünya devletleri arasında yerlerini alacaklar. Bunlar hayal değil. Kesenin ağzı yahudilere açık ve onlar kılıç kullanabilirler. Savaş alanına 100 bin adam çıkarabilirler. O zaman hep birlikte o günlerin yakın olduğunu ümit edelim. Liberal aydınlanmacı tedbirlerin uygulanması sayesinde, gözlerimizi gelecekte halkımızın yumuşak ve adil ve onurlu bir hükümet kurduğu dünya tarafından tanına ve bütün iyi insanların kabul ettiği ülkeye dikebiliriz.”
Amerikan başkanlarından başa geçenlerin hepsi kehanetin etkisinde kaldılar ve İsrail’in kurulması için çalıştılar. 19. Yüzyılda başlayan İsrail Devleti’ni kurma projesi 1897‘de Thedore Hertz tarafından düzenlenen İsviçre’nin Sion kentindeki toplantıda yazılan Sion Protokolleriyle önemli bir adım attı. Toplantı bittikten sonra Thedore Hertz “Gelecekteki 50 yıl içersinde Devlet kurulacak” dedi.
14 Mayıs 1948 günü İngilizler Kudüs ve Filistin’den çekildiklerini açıkladı. 16 Dakika sonra İsrail Devleti’nin kurulduğu açıklandı. Hemen ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından tanındı.
ABD’yi kuranlar devlet yapısını 3 şeyden aldılar. Tevrat- İncil ve Masonluk öğretileri.. Bunları alıp harmanladılar. Sonuçta Birleşik Devletler kuruldu ve bu devlet de İsrail’in kurulması için kendini adadı. O yüzden öyle bir bağ vardır ki hiçbir zaman bozulmaz. Son olaylarda bizi haklı çıkarmaya devam ediyor.
ABD’nin George Washington’dan sonra gelen ikinci Başkanı John Adams, İsrail kalkına hayranlık beslemekteydi. Jefferson’a yazdığı mektupta "İbranilerin insanoğlunun medenileşmesi için diğer tüm uluslardan daha çok şey yaptığı düşüncesini ısrarla savunacağım" diyordu.
Hayatının son günlerinde ise: "Gerçekten de yahudilerin İsrail’de yeniden bağımsız bir devlet kurmalarını istiyorum”.
İkinci Başkan Adams 1796-1801 yılları arasında başkanlık yaptı. O da yahudilerin devlet kurmalarına sıcak bakıyordu. 18 yüzyıl sonlarında başlayan bu destek 19 yüzyılın tamamı boyunca sürdü. Yaklaşık 150 yıl sonra İsrail Devleti hayata geçti.
İsrail kurulduğundan bu yana ABD en büyük destekçisi oldu.
1967 ve 1973 savaşlarında nasıl yanında olduysa, bugün de İsrail’in yanında bulunuyor. Bu destek bizce kıyamete kadar sürer gider…
____________________________
Kaynak: “Amerikan Kehanetleri ve Türkiye" - Ali Bektan / Bilge Karınca Yayınevi.