Bursa Arena E'Gazete
2018-07-16 14:47:22

Amerika'nın gizli silahı "Genom Projesi"

ALİ BEKTAN

16 Temmuz 2018, 14:47

Dünya’yı kendi malı, dünya insanlarını da kendisinin kölesi olarak gören Amerika, Nazilerden aldıkları bilgilerle 1950 yılından itibaren her türlü gizli deneyleri yapmaya başladılar. Alman Bilim Adamları toplama kamplarında Yahudiler üzerinde her türlü deneyleri yaptılar. Beynin çalışmasından, üretilen yeni ilaçlara kadar her şey savaş sonrasında Amerikan Ordusu’nun eline geçti.

Alman Doktor Joseph Mengele ise sahte pasaport ayarlayarak İspanya’ya oradan da Güney Amerika’ya kaçtı. Giderken arkasında yaptığı deneylerin dosyalarını bırakmıştı. Son yıllarda ise onun Amerika’ya gittiğini çalışmalarına Amerikan Hükümeti desteğinde devam ettiği söylentiler var. Doğru olabilir mi? Evet olabilir. Çünkü Von Braun ve ekibindeki 120 kişiyi ABD'ye getirip vatandaş yapan Amerika, füze sistemleri sayesinde nükleer gücünü geliştirdi. Ay’a gidecek roketleri de yaptı.

Bu gizli deneyler 1950 de savaşın ertesinde başlayan "soğuk savaş" döneminde başlatıldı. 1960’lı yıllarda da sürdü. Kongre ancak 1970’lerde soruşturmalar açınca durduruldu. Bazı projeler sürdü. Bunlardan bir tanesi de "ulusların ırklarını çözecek ve DNA bilgilerine ulaşacak proje" olan "Genom Projesi" idi. Son yıllarda Türkiye de bazı dinci Amerikan yanlıları Türk değilim, Türklükten kurtulduk diyerek algı operasyonları yapıyorlar. Türk olduğunuzu ister kabul edin ister etmeyin Türkleri tarihten kimse kolay kolay silemez.

Sene 1999 Mart ayı gazeteler ilan veren Oktar Babuna adlı şahıs kendisinin kan kanseri olduğunu ve kendisine uyan ilik verecek kişiye 10 Milyar vereceğini açıkladı. Basının ilgisini çekti. Gazetelerde ve Televizyonlarda haber oldu. Herkes bu adama yardımcı olmak için ilik vermeye koştu. Toplanan 120 bin kan örneği Amerika’ya gönderildi. Bu arada Sağlık Bakanlığı bu kampanyanın usulsüz olduğunu açıklayınca, İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği soruşturmalar açtı. Toplanan paraların ne olduğu araştırıldı. Ama bu arada kanlar gitmişti. Bu kampanyadan sonra Oktar Babuna ABD’ye gitti. 25 Eylül 1999 da İstanbul’a döndü. Turp gibi olduğunu hastalığın geçtiğini söyledi.

Doktorlar ise bunun bir mucize olduğunu açıkladı. Sağlık Bakanlığı ise Oktar Babuna’nın hastalığının ilik nakli gerektirmediğini söyleseler de kimse ilgilenmedi. Sadece dönemin sağlık bakanı Osman Durmuş kanların ne olduğunu sordu. Yanıt Amerika'da ama tahlilleri ve kanları geri vermek için kanları alan firma 3.5 milyon dolar istiyordu. Sağlık Bakanı bunu vermedi. Osman Bey : "Bu kanlar ile bizim Gen Haritamız çıkarılıyor” diye bas bas bağırdı. Ne yazık ki benim medyamda olan ve yobazlardan daha gerici ve cahil olan solcu takımı bakan ile alay ettiler. Çünkü Osman Bey MHP’liydi. Bunlar da her şeyi bilen solculardı. Sonuçta 2000 yılından sonra Türk Halkının çıkartılan Gen Haritasına göre hangi hastalıklara karşı açık olduklarını, DNA Yapılarının nasıl etkileneceği, hangi yiyeceklerin verilerek toplumun nasıl zehirleneceği ortaya çıktı. Planlarda ona göre yapıldı.

Türkiye de en fazla 3 hastalık perişan ediyor. Kalp-Kanser- Şeker Hastalığı.

GDO’ lu yiyecekler ve İsrail'den almak zorunda kaldığımız Tohumlar Tarım’ı sardı. Yerli Tohuma destek vermek zorundayız.

Mısır Nişastası kullanımı arttırılıyor. Fazla değil 5 yıl sonra marketlerde yurtdışından ithal edilen şekerini pancar veya şeker kamışında olanını arayacağız. Diyabet patlayacak…

Sonuçta bu kanların ne olduğunu soruşturmayı yapan Polislerin ve Savcıların sormalarını rica ediyorum. Bu hepimizi ilgilendiren bir durumdur. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir durumu vardır…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.