Aleme talkım vermek, kendi kusurunu görmemek.
İçinde bulunduğu durumu fark etmeyip sürekli etrafındakilerde hata aramak.
Hani ne derler ;
“Kendisi muhtâc-ı himmet bir dede
Nerde kaldı gayrıya himmet ede“
Kendisinin bir takım şeylere ihtiyacı var iken, başkasına nasıl yardımı dokuna.
Ama bir bakıyorsunuz bir anda bütün dünyaya kafa tutuyor.
Buna da ;
“Haline bakmadan Hasan dağına oduna gidiyor“ der eskiler.
Kendi aklınca dünya argümanlarını iç politikada kullanma çabasıdır.
“Güçlüyü koruyan, zayıfın hakkını yok sayan, insanlığın kaderini beş ülkenin iki dudağı arasına hapseden mevcut nizam sürdürülebilir değildir. “
Dünyanın bu tavrını kabul etmek mümkün değil tabi ki.
Bu sözün her kelimesinin altına imza atılır.
Lakin bu sözlerin arkasındaki samimiyete de bakmak lazım.
İçeriye dönüp baktığınızda bir ülkenin kaderini bir insanın iki dudağı arasından çıkan sözlerin kaderine hapsetmek doğru mu?
Madem bu eksiği kavradınız, amelinizde neden yapmıyorsunuz.
Güçlüyü koruyan sistem biz de mevcut değil mi?
Yok dediğiniz zaman önünüze 5’li şirketler grubunu sürerler hemen.
Zayıfın hakkını yok sayan bir idare bizde mevcut değil mi?
Öyle ise TÜİK neden her zam döneminde enflasyonu alabildiğince aşağı çekerek,
Emeklilerin ve çalışanların aylıklarına yapılacak zammı düşük oranda belirlemekte.
Yanlışlarda ısrar etmek doğru mu?
Elinde Kur’an gibi bir kitap var iken,
Bu kitapta “Şura” gibi bir sure var iken,
Dünyanın hatasını görüp de kendi hatalarını görmemek niye.
Allah’ın kitabını hiçe saymak,
Kendi yaptığın kanunları hiç saymak,
Bütün bu yapılanlar doğru mu?
Yaradan bu surenin 38. Ayetinde;
“ Rablerinin çağrısına uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşleri de aralarındaki danışma ile yürür.“ buyuruyor.
Bunlara uyduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Uygulamalarınızda bu geçerli mi?
Hangi aldığınız kararda bu istişare var?
Bir başkasının gözündeki merteği görüp de,
Kendi gözündeki merceği görmemek hakkaniyet kurallarına uyar mı?
Bir başkasının bir seccadeye basışını görür iken,
Halıya basışını görmemek ne kadar doğrudur.
İşin en vahim tarafı da “Kur’an’ın hükümlerini çiğnemek”
Kendi yaptığınız kuralların hükümlerini çiğnemek.
Bunun neticesinde toplum nezdinde sözlerinizin de bir değeri bulunmamakta.
Fiyatları artmayacak dediğiniz 3 harfli marketlerin artışları hiç durmadı.
Kanunlarla belirlediğiniz kira artışları maaşların kat be kat üstüne çıktı.
Adeta sözünüze kulak asan yok.
Sürekli irtifa kaybetmektesiniz.
YSK’nın verdiği kararların kanuna mugayir olduğunu fark etmemek hiç olur mu?
Kamu kurumlarının düzeni allak bullak eden açıklamalarını ve uygulamalarını fark etmemek mümkün mü?
Bu aykırılıklar içerisinde girilecek bir seçim var önümüzde.
Bunun yanı sıra iktidar ortağınız MHP’nin ayrı bir liste ile gireceğini ileri sürmesi ufukta nelerin olacağını haber verir gibi.
Bu davranış ortağınızın sizi terk ettiğinin bir işareti.
Acaba bunu fark edebildiniz mi?
Bunun iki sebebi olabilir.
Birincisi ortağınızın sizi gözden çıkarmış olması. Artık sizde bir ümit görmemesi,
İkinci olarak da gelecekte iş başına gelecek olanlarla şimdiden anlaşmış olabilme ihtimali.
Her iki halde de sizin helvanızı yeme çabası görülmektedir.
Diğer yandan Muhalefetin adayı da bol vaatlerle yürüyor.
Halkın beklentilerini keşfetmiş, onların hislerine tercüman olur gibi dağıtıyor.
Bölük börçük partilere kendi listesinden adaylıklar dağıtıyor.
Tabela partileri bile kendi cürmüne bakmadan bir sayıda milletvekili adayı istiyor.
Kimine veriliyor, kimi geri çevriliyor.
Milletvekilliğini alanlar yarın ana gövdeden ayrılıp kendi başlarına hareket etmeye başlayacaklar.
Sanki ileride ülkeyi bir koalisyona hazırlıyorlar gibi.
Bu seçimde meclis çoğunluğu sağlanamayacak gibi.
Ülkeyi ufukta yeni bir güçlendirme seçimi bekliyor gibi.
Bu işte en büyük işaret de İYİ parti liderinin;
“Ben Başbakan adayıyım“ demesinde ısrar etmesi.
Şimdi birbirleriyle savaş halinde görülen İYİ Parti ve MHP’yi birlikte bir koalisyon içinde görürseniz sakın şaşırmayın.
Ya oynayanlar iyi hamle yapıyor.
Ya da şans faktörü bunlardan yana.
Bakalım talkım verenler bu işten salkım salkım alabilecekler mi?
Yalnız şunu unutmayın ki bu seçim çok çetin geçecek.
Kurşunlar bunun işaretidir.
Bekleyip göreceğiz..