Ülkemizi 12 Eylül 1980 darbesine taşıyanlar nerede?
Onları yargılamak neden aklımıza gelmiyor?
12 Eylül darbesinden 33 yıl sonra Kenan Evren ve ekibi göstermelik bir şekilde yargılandı ama sonuç?
Eğer askeri ya da sivil darbe olmasın diyorsak, o darbeyi hazırlayan koşulların da olmaması gerektiğini unutuyoruz. Sivil yönetim tarafından hukuk katledilirken ve demokrasi ağır yara alınca darbe geliyor…
Ülkeyi darbe ortamına getiren şartlara vurdumduymazlık yapmamak gerekiyor. Adnan Menderes’e bile “demokrasi şehidi” deniyorsa, bu konuların üzerinde düşünmeliyiz…
12 Eylül 1980 günü CIA Türkiye masası şefi Paul Henze’nin, ABD Başkanı Jimmy Carter’a: “Bizim çocuklar işi başardı” (Our boys have done it) dediği bilinmektedir. ABD’li yetkililerin, 12 Eylül 1980 darbesini yapan kuvvet komutanlarından istekleri olmuştu: “Darbeyi yaparsanız yeni rejimi tanırız ancak darbeden sonra başbakanlık müsteşarı Turgut Özal ile Hacettepe Üniversitesi Rektörü İhsan Doğramacı’yı değerlendirmenizi istiyoruz” demişlerdi.
Böylelikle Özal ve Doğramacı değerlendirildi. Özal, Türkiye’yi bitirirken, Doğramacı da, üniversiteleri doğradı.
Bir de 12 Eylül 2010 halk oylaması var… Hani Fethullah Gülen’in “ölüleri de mezardan çıkarın, oy versinler” dediği halk oylaması. Düzmece maddelerle halkı kandırdılar ve yargıyı Fethullah Gülen Cemaatine teslim ettiler. Askeri darbe karşıtlığı görünümlü sivil bir darbe yapıldı ve adına halk oylaması dediler… Utanmadan “ileri demokrasi” dediler. Ama ülkemize halen devam eden ileri faşizmi getirdiler.
Bugün 12 Eylül faşizmi, sivil olarak devam etmektedir. Örgütlenip, mücadele etmediğimiz sürece de devam edecektir…
12 Eylül 2022.